Sual: Bir meyve suyunun kutusunda şöyle yazıyor:
(Bu meyve suyu, cömert meyve ağaçlarının, su veren yağmurun ve onlara yaşam veren Güneş’in sayesinde üretilmiştir. Doğa, ona hak ettiği saygıyı göstermenin, emek harcamanın ve onu sabırla beklemenin karşılığını bize birbirinden güzel, birbirinden olgun, birbirinden tatlı meyvelerini sunarak verdi. Bu lezzetin kaynağı olan doğaya sonsuz teşekkürlerimizle...)
Bunları yaratan Allahü teâlâdan hiç bahsetmeden böyle yazmak, Müslümanlara hakaret değil midir?
CEVAP
Bu ifade, kepçeyle yemek vereni, hattâ asıl ziyafet sahibini göremeyip, kepçeye teşekkür etmek gibi çok gariptir.
Ateistler ve gayrimüslimler, bunun gibi, tabiat ana diye bir şey uydurmuşlar, Allahü teâlânın merhametinden bahsetmeyip, (Tabiat ana, çok merhametlidir) diyerek, taştan, topraktan, ağaçtan, selden, ateşten merhamet bekliyorlar. Bir yangın olsa; çocuk, yaşlı, hasta demeden merhametli (!) ateş yakar, ormanlarımızı kül eder. Yağmurlar yağar, seller meydana gelir, önüne geleni alıp götürür. Yüzme bilmeyeni, deniz boğar, öldürür. İnsanın başına taş, kaya düşer, ölür. Deprem olur, yuvalar yıkılır. Merhametli (!) yıldırım düşer, canlıyı öldürür, cansızı parçalar. Tsunami çıkar insanları perişan eder. Tabiat vardır, ama Tabiat ana diye şuurlu bir varlık yoktur. Ateistlerin, yaratıcıyı inkâr maksadıyla uydurdukları hayâl ürünü bir şeydir.
Tabiat kuvvetleri denen olaylarda merhamet aranmaz. Kur’an-ı kerimde canlı cansız her şeyin zikrettiği bildiriliyor. O ayrı bir şeydir. Onların zikretmesi canlı, şuurlu, merhametli veya merhametsiz olmalarını gerektirmez.
Toprağı, suyu, Güneş’i yaratana değil de, bizzat bunlara teşekkür etmek çok tuhaftır. Birkaç kelime değiştirilerek şöyle yazılabilirdi:
(Bu meyve suyu, Allahü teâlânın yoktan yarattığı su ve yine yoktan meydana getirdiği Güneş sayesinde olgunlaşan meyvelerden üretilmiştir. Cenab-ı Hak, insanlara bir lütuf olarak, emek harcamanın ve onu sabırla beklemenin karşılığında bize birbirinden güzel, birbirinden olgun, birbirinden tatlı meyvelerini ihsan etmiştir. Bu lezzeti bize tattıran ve bize daha sayısız nimetler veren Allahü teâlâya sonsuz hamdolsun!)
Eshab, evliyadan üstündür
Sual: Eshab-ı kiram, sonra gelen bütün evliya zatlardan üstün müdür?
CEVAP
Evet, hiçbir Müslüman, hiçbir evliya zat, Eshab-ı kiramın derecesine ulaşamaz. Eshab-ı kiramın hepsi âlim ve âdildi. İnsanların efendisinin sohbetinde, hizmetinde bulunmuşlar ve ona yardımcı olmuşlardır. En az sohbette bulunanı bile, en yüksek evliya zattan daha yüksektir. Allahü teâlânın Habibi’nin bir sohbetinde, bir teveccühünde hâsıl olan hâller, o mübarek nefesleri ve nazarları tesiriyle zuhur eden kemaller, o huzura, o yakınlık saadetine kavuşamayanlara nasip olmamıştır. Eshab-ı kiramın hepsi, daha ilk sohbette, nefise uymaktan kurtulmuştur. (İslam Ahlakı)
Takke ve sarık
Sual: (Başı açık namaz kılmak, takkeyle kılmaktan daha iyidir, çünkü takke Yahudi âdeti) deniyor. Takkeyle namaz kılmak sünnet değil midir?
CEVAP
Takke, Yahudi âdeti değildir. Namazda başı örtmek sünnettir. Takkeyle, bu sünnet yerine gelir. Sarık sarılırsa, ayrıca müstehab sevabı da kazanılmış olur. Takkeyle namaz kılmak, sarıkla kılınan kadar sevab olmaz. Bunun için evde, takkeye bir tülbent sararak, yani sarık haline getirerek namaz kılmak daha çok sevab olur.
Eshab-ı kiram, (Resulullah sarıksız takke de giyerdi) buyuruyor. (İbni Asakir)
Resulullah ekseriya beyaz, bazen siyah tülbendi başına sarık olarak sarıp, ucunu bir karış kadar iki omuzu arasına sarkıtırdı. Sarığını takkesiz sarar, bazen sarıksız fitilli takke giyerdi. (H.L.O. İman)
Resim ve fotoğraf
Sual: Bir zaruret olmadıkça, insan ve hayvan resmi yapılmıyor. Fakat fotoğraf çekmek caiz olduğuna göre, açıkta fotoğraf bulundurmak, yükseğe fotoğraf asmak caiz olmaz mı?
CEVAP
Resim yapmakla fotoğraf çekmenin hükmü farklıysa da, resim gibi, fotoğrafı da yükseğe asmak caiz değildir. Açıkta fotoğraf bulunan odaya da, rahmet melekleri girmez.
Sünnetin günü
Sual: Çocuk sünneti için belli bir gün var mıdır?
CEVAP
Belli bir gün yoktur. Haftanın herhangi bir gününde sünnet edilebilir.
Bu yazıları kaçırmayın:
Depremi kim yapıyor?
Sual: Bir ateist, (Yağmurların karların yağması, tsunami, deprem gibi bütün doğa olayları kendiliğinden meydana gelir. Depremi Allah'ın ...
-
Sual: Halk arasında, (Namaza başlayıp bırakmak, sonra tekrar başlayıp tekrar bırakmak, hiç kılmamaktan daha büyük günah olur. Bıraktıkta...
-
Sual: Yakasız gömlekli biri, “(Bir kavme benzeyen onlardandır) hadisi gereğince, kâfir olmamak için yakalı gömlek giymiyorum” diyor. Kâf...
-
Sual: Feministlere yaranmaya çalışan bazı kişiler, kadın erkek eşitliğini savunuyorlar. (Allah’ın kadın kullarını Allah’ın mescitlerinde...
-
Sual: (İyilikten maraz doğar) diyorlar. İyilik ettiklerimden kötülük görüyorum. Kimseye iyilik etmemek mi gerekir? CEVAP İyilere iyilik ...
-
Sual: Müslüman olan yaşlı bir yabancı, sünnet olmasa, günah olur mu? CEVAP Hayır, günah olmaz, ama çocukları sünnet ettirmek İslam’ın şiar...
-
Sual: Ş. Yeşil isimli biri, Sünnîlere (Sizi sofular) diye saldırmış. Ömer Nasuhi Hoca da yazdığı Ashab-ı kiram kitabında, onun sofular sözün...
-
Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Bir işin sonunda Allahü teâlânın rızası yoksa, bu iş niye yapılır ve niye birbirine bu tavsiye edilir ki?...
-
Sual: Amentü’de bildirildiği gibi, hayrı da, şerri de yaratan Allah olunca, (Sevab veya günah kazanmak da bizim elimizde olmuyor) diye ina...
-
Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: İmam-ı Rabbânî hazretlerinin zamanında da, şimdiki kadar olmasa da, helalle haram, sünnetle bi’dat bir...
-
Sual: (Hamamdan çıkarken, soğuk suyla duş almak iyidir) diyorlar. Uygun olur mu? CEVAP Bu tıbbî bir sualdir. Biz bilemeyiz. Zararı veya fa...
0 yorum: