Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
İnsan hasta olunca, hem ibadetlerini, hem hizmetlerini tam yapamaz. Bunun gibi, insanın kalbi hasta olunca da, Allahü teâlânın emir ve yasaklarını tam yapamaz. İstenildiği gibi ibadet yapabilmek için tedavi gerekir. Nasıl bedenimizi tedavi ettirmek için doktora gidiyorsak, ibadetlere mani olan kalb hastalığını da tedavi etmek lazımdır. Kalb hastalığı demek, Allahü teâlâdan, âhiretten, Peygamber efendimizden ve dinden başka şeylere gönül vermektir.
İnsanın gönül verdiği iki şey, servet ve şöhrettir, ikisi de felakettir. Kim para ve şöhret düşkünü ise, bilsin ki kalbi hastadır. Merhum Hocamız buyururdu ki:
(Kalb hastalığının bir tek ilacı vardır. İnsan, sabahlara kadar zikretse, akşamlara kadar namaz kılsa, her gün oruç tutsa kurtulamaz, çünkü kalbden dünya sevgisini çıkarmanın ilacı bunlar değildir. Bunun ilacı büyüklerin sevgisidir. Buna kavuşmak için de, kitaplarını severek çok okumak ve bunlara uygun yaşamak şarttır.)
Sevgi itaattir
Bir gün, merhum Hocamıza, (Efendim, hep büyüklerin sevgisinden bahsediliyor, büyükleri sevmek lazım deniyor. Bu sevginin tarifi, ölçüsü nedir?) diye sorulunca, cevaben buyurur ki:
(Sevmek itaat etmektir, bir kişi, sevdiğini söylediği kimseye, ne kadar itaat ediyorsa o kadar seviyordur, yani ne kadar itaat varsa o kadar sevgi vardır. Seviyorum dediği hâlde itaatten uzak olanların sevgisi sahtedir, yalandır. Sevmek aynı zamanda istifade etmektir ki, istifade etmek için yanında, yanı başında bulunmak da şart değil. Uzakta olan da itaati oranında istifade eder. İtaati ne kadar çoksa sevgisi de o kadar çoktur. İtaati ne kadar azsa sevgisi de o kadar azdır. Mesela Hazret-i Ebu Bekir’in sevgisi en çoktu, çünkü itaati çoktu, herkes Cenab-ı Peygamberi inkâr ederken o kabul etti. Herkes Mirac olayından sonra, “Mescid-i Aksa‘ya kaç zamanda gidilip gelinir?” diye konuşup, kimi inkâr ederken, (O söylüyorsa doğru söyler, inandım) diyerek, hiç fikir yürütmedi, tam teslim oldu. Çünkü sevgisi tamdı. Dolasıyla, “Efendim ben Allah’ımı, Peygamberimi, Kitabımı, büyükleri çok seviyorum” diyenin doğru söyleyip söylemediğini anlamak için, ne kadar itaat ettiğine bakılır. Sevginin ölçüsü itaattir.)
Bu yazıları kaçırmayın:
Depremi kim yapıyor?
Sual: Bir ateist, (Yağmurların karların yağması, tsunami, deprem gibi bütün doğa olayları kendiliğinden meydana gelir. Depremi Allah'ın ...
-
Sual: Halk arasında, (Namaza başlayıp bırakmak, sonra tekrar başlayıp tekrar bırakmak, hiç kılmamaktan daha büyük günah olur. Bıraktıkta...
-
Sual: Yakasız gömlekli biri, “(Bir kavme benzeyen onlardandır) hadisi gereğince, kâfir olmamak için yakalı gömlek giymiyorum” diyor. Kâf...
-
Sual: Feministlere yaranmaya çalışan bazı kişiler, kadın erkek eşitliğini savunuyorlar. (Allah’ın kadın kullarını Allah’ın mescitlerinde...
-
Sual: (İyilikten maraz doğar) diyorlar. İyilik ettiklerimden kötülük görüyorum. Kimseye iyilik etmemek mi gerekir? CEVAP İyilere iyilik ...
-
Sual: Müslüman olan yaşlı bir yabancı, sünnet olmasa, günah olur mu? CEVAP Hayır, günah olmaz, ama çocukları sünnet ettirmek İslam’ın şiar...
-
Sual: Ş. Yeşil isimli biri, Sünnîlere (Sizi sofular) diye saldırmış. Ömer Nasuhi Hoca da yazdığı Ashab-ı kiram kitabında, onun sofular sözün...
-
Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Bir işin sonunda Allahü teâlânın rızası yoksa, bu iş niye yapılır ve niye birbirine bu tavsiye edilir ki?...
-
Sual: Amentü’de bildirildiği gibi, hayrı da, şerri de yaratan Allah olunca, (Sevab veya günah kazanmak da bizim elimizde olmuyor) diye ina...
-
Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: İmam-ı Rabbânî hazretlerinin zamanında da, şimdiki kadar olmasa da, helalle haram, sünnetle bi’dat bir...
-
Sual: (Hamamdan çıkarken, soğuk suyla duş almak iyidir) diyorlar. Uygun olur mu? CEVAP Bu tıbbî bir sualdir. Biz bilemeyiz. Zararı veya fa...
0 yorum: